MENU
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • YEREL HABERLER
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • ETKİNLİK TAKVİMİ
  • BİYOGRAFİLER
  • E-GAZETE
  • RÖPORTAJLAR
  • GAZETE MANŞETLERİ
  • TAZİYELER
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • E-Gazete
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
  • Firma Rehberi
  • Seri İlanlar
Araklı Arı Haber
DOLAR29.4457
EURO32.7195
GR ALTIN1964.9
ÇEYREK3232.3
Trabzon
Araklı Arı Haber
Araklı Arı Haber
  • ARAKLI
  • GÜNDEM
  • SPOR
  • SAĞLIK
  • KÖYLER
  • SİYASET
  • BÖLGESEL
  • YAŞAM
  • KÜLTÜR SANAT
Kapat

KURTULUŞUN ÇARESİ

Ana SayfaYazarlarYunus Çakır
05 June, 2022, Sunday 17:06
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt

Dünyanın, özellikle Müslüman coğrafyanın bir bölümü savaşta, bir bölümü de savaşın eşiğinde iken çare yok mu? Çare yok mu? Çığlıklarına içimizden bir ses vardır, çare vardır diyor. Çare nedir dediğimizde? İslam’dır diyor. O halde neden İslam coğrafyası bu felaketlerle kıvranıyor? Neden İslam ümmeti böyle perişan?.. Perişan! Çünkü islamı yozlaştırmış, islamdan uzaklaşmışta ondan. 

                      

     Kurtuluş isteniyor ancak kurtuluş istenirken de fedakârlık istenmiyor. Fedakârlık hep başkasından bekleniyor. Kurtuluşun yolu İslam’ı gerçek manada yaşamak ve sunduğu ahlak anlayışına kavuşmaktır. Bunun için önce hakkıyla mü’min olmak gerekiyor. Mekke’de Peygambere iman edip muhacir olan ve Medine’de iman edip Ensar olan mü’minler gibi. Allahın halifesi olarak görevlendirildiği inancıyla dünyayı yaşanabilir bir dünya haline getirmek için bütün imkânlarını seferber edip karşılığında cenneti satın aldılar.

 

Ancak günümüz müslümanları hedeflerinden saptı ve savruldular. Allah’ın ipine sımsıkı sarılıp ayrılığa düşmemesi gereken ümmet birbirini yok etme planlarıyla meşgul olmaya, İslam’ın özünden, İslam’ın ahlak anlayışından uzaklaşıp İslam düşmanlarının oyuncağı haline gelmeye başladılar. Müslümanların kendine gelme, toparlanması için bunların hepsi bir imtihandır.

 

Bu imtihanlardan gerekli dersi alıp özlerine döner ve yeniden İslamla, İslam ahlakıyla tam manasiyle bütünleşebilirlerse Allah’ın yardımı gelecek ve Allah bir çıkış yolu, bir kurtuluş kapısı aralayacaktır.  

 

          Peygamberimiz(sav) ile başlayıp, sahabe ve tabiinle devam eden, inananların teslim olduğu ölçüde insanlığa huzur getiren dini mübini İslam bu gün de, yarın da teslimiyet ölçüsünce insanlığa huzur getirmeye devam edecektir.  İslam medeniyeti gücü elinde bulundurduğu dönemlerde yeryüzü adalet, huzur ve güvene kavuşmuş, eli zayıflayınca da bu gün olduğu gibi yeryüzünde kan, gözyaşı, zulüm, sömürü… Hâkim olmuştur.

 

           Kurtuluş, insanlığın hidayet kaynağı Kur’an ve getirdiği din olan İslam anlayışındadır. Hangi islam anlayışından bahsediyor sunuz derseniz elbetteki bugünkü Müslümanların anlayışından bahsetmiyoruz. Bugünkü müslümanlar olarak hepimizde geçmişte lanetlenmiş bir yahudi anlayışı hâkim olmaya başlamıştır.

 

Her şeye bir bahane bulma, her sorumluluktan kaçma, yapılması gerekeni yapmama veya hile yapma, suçu başkasında arama, kendine hiç pay çıkarmama, yalan, dolan, tefecilik, içki, kumar, fuhuş, kendi menfaati dışında bir şey düşünmeme… gibi. Bu tarihte olduğu gibi bugünde, yarın da, şeytani mantığa bürünme anlayışıdır. İslam’ın anlayışı bu değildir. Bir Müslüman bu mantıkla hareket ederse imanını da, islamını da sorgulamalıdır. İslam’ın anlayışı, islam ahlakı ile ahlaklanma anlayışıdır ki o da Peygamberin Kur’an ahlakı anlayışıdır.

 

      İslam ahlakı ferd ile başlayarak aileye, aileden topluma, toplumdan millete, milletten dünyaya yayılacaktır. Bunun gerçekleşmesi için içersinde yaşadığımız, dünya ve ahretimizi kazanacağımız şu güzelim dünyamız bizi aldatmamalıdır. Aldatmaması için de Allah Resulü(sav) efendimize teklif edilen makam, para ve karşı cinsten kendimizi korumamız lazımdır. Nasıl mı? Allah’ın Kitabı ve “Yüce ahlakı tamamlamak için gönderildim”; “Güneşi bir elime Ay’ı diğer elime koysanız davamdan vazgeçmeyeceğim” ifadeleri ile dünyanın sonuna kadar ahlak dersini veren, dünya menfaatleri konusunda kesin tavrını koyan, dünya menfaatlerine aldananları kaybetmişlikle uyaran efendimiz(sav)in sünneti ile.

 

 

       Ebedi hayat mantığıyla baktığımızda değerli olan nedir? Yaşayacak olsak Allah katında bir gün olan, bin yıl mı? Yoksa Allah Tarafından Firavuna, tamamına hükmetme yetkisi verdiği halde israf edip zerre faydasını görmediği dünyanın tamamı mı? Dünyalık beklentisi olanlar için Firavundan daha yüksekte olamayacağı makamlar mı? Zerresinin hesabını vereceği servetler mi? Topraktan yaratılmış, toprak olacak olan bedenler mi?.. Neler?..

 

      Tarihe ismini kaydettirip hayırla yâd edilenler bunlara mı değer verdi? Peygamberimiz, halifeleri, ashabı bunlara mı değer veriyordu? Bunlara değer verdikleri için mi Afrikaya, Avrupaya, Asyaya, Anadoluya seferler düzenleyip şehid oldular. Alparslan bunlara değer verdiği için mi Anadolu fethine çıktı? Kudusü Fethe giderken Şamda Askerini eğitmek için medrese kurup uzun süre eğitim verdikten sonra Kudusü Fetheden Selahaddini Eyyübinin değer ölçüleri bunlar mıydı? 1453’te İstanbula, 1461’de Trabzona, 1463’de Bosnaya islamın barış ve huzurunu getiren, Peygamberimiz(sav)in fetih müjdesi İstanbul’u fethedip Roma fethine yönelen ve Allah’ın dinini Allah’ın verdiği ömrün sonuna kadar dünyanın neresine kadar ulaştırmaya gücüm yeterse buna çalışacağım diyen Fatih ve neslinin değer ölçüsü bunlar mıydı? Mısır’ın Fethi için Sina Çölünü Peygamberin eşliğinde geçen Yavuzun değer yargısı neydi?  360 tane Hristiyan kalesi feth edip ömrü seferlerde geçen, Zigetvar seferi sırasında can veren Kanuninin hedefi de mi bunlardı? Yakın tarihimizin Çanakkale erleri bunlar için mi savaşmıştı?..

 

 

        Hiçbiri değilse ki değil. O halde neden yeryüzü Müslümanları güçlerini birleştirmezler? Neden hem dünyalarını, hem de ahretlerini kurtarma planları yapmazlar? Neden kardeşler arasını sulh etmezler? Neden düşmanlarına karşı ortak mücadele yöntemi belirlemezler? Neden açlara ekmek, susuzlara su, evsizlere ev, elbisesizlere elbise, hastalara ilaç, hastanesizlere hastane ve doktor, barınmasızlara barınak… Olmazlar? Nedenler nedense hiç bitmez. Bütün nedenlerin bitmesi için bir neden var o da neden inananlar hakkıyla Allah’tan korkup ta hakkıyla Müslüman olmazlar?

 

       İnananlar Allah’tan hakkıyla korkup Müslüman oldukları, İslam kardeşliği ile kucaklaştıkları gün kurtuluş günü olacaktır inşallah.

 

Selam ve Dua ile…

YUNUS ÇAKIR

 

Yunus Çakır

    iletişime geç

    Yunus Çakır

    Köşe Yazarları
    Mehmet Akif Bal
    Mehmet Akif Bal İşgalden Kurtuluşun 107. Yılında Araklı
    Hüseyin Çakır
    Hüseyin Çakır Mesajınız Var Asırlık Bilge Fuat Sezgin'den
    Prof. Dr. Hasan Genç
    Prof. Dr. Hasan Genç Sorumlular Elini Taşın Altına Sokmalı
    Ramazan Uzun
    Ramazan Uzun Ben belediye başkanı olsam
    Yusuf Genç
    Yusuf Genç Araklı'nın geleceği için ön plana çıkan isimleri değerlendirdik
    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    Araklı Arı Haber
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    Araklı Arı Haber 2023